İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, 6 Ekim 1923’ü “İstanbul’un ikinci fethi” olarak nitelendirdi ve bu günü milletçe yürekten kutladıklarını belirtti. Aydemir, milletin iradesiyle kazanılan bu zaferin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı en güçlü tarihî dönemeçlerden biri olduğuna dikkat çekti.
İŞGALİN ACISI, MİLLÎ MÜCADELENİN İNANCI
Aydemir, 13 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri donanmalarının İstanbul’a demirlemesiyle başlayan işgalin, milletin hafızasında derin izler bıraktığını vurguladı. Bu dönemde İstanbul’un fiilen yabancı kuvvetlerin kontrolüne geçtiğini hatırlatan Aydemir, buna karşı Anadolu’da yakılan bağımsızlık ateşinin kısa sürede bir millî şahlanışa dönüştüğünü ifade etti.
Bununla beraber, İtilaf kuvvetlerinin Meclis-i Mebusan’ı dağıtması ve devlet otoritesini hiçe sayan uygulamaları, halkın istiklal kararlılığını perçinlemiş; Ankara merkezli direniş hareketi bu baskılara karşı yeni bir siyasal irade ortaya koymuştur.
ŞÜKRÜ NAİLİ PAŞA KOMUTASINDA TARİHİ GÜN
Aydemir, 6 Ekim 1923 tarihinde Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu’nun İstanbul’a girişini “milletin iradesinin taçlandığı an” olarak tanımladı. İstanbul halkının Türk ordusunu coşkuyla karşıladığını hatırlatan Aydemir, bu günün sadece askerî bir zafer değil, aynı zamanda millî egemenliğin yeniden tesis edildiği tarihî bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Öte yandan Aydemir, TBMM adına Yusuf Akçura’nın İstanbul’un teslim protokolünü imzalamasının, yeni devletin egemenlik alanının resmen tamamlanması anlamına geldiğini belirtti.
“İSTANBUL’UN İKİNCİ FETHİ”
Aydemir, bu günü “İstanbul’un ikinci fethi” olarak tanımladığını belirterek, 6 Ekim’in sadece geçmişi anma değil, istiklal ruhunu yeni nesillere aktarma günü olduğunu dile getirdi. Cumhuriyet’in ilanından kısa süre önce yaşanan bu zaferin, Anadolu direnişi ile tarihî başkentin yeniden kucaklaşmasının sembolü olduğunu ifade etti.
Bunun yanında Aydemir, bu ruhun canlı tutulmasının, millî hafızanın diri kalması açısından hayati bir sorumluluk olduğuna dikkat çekti. İstanbul’un kurtuluşunun her yıl aynı heyecanla kutlanmasının, devlet-millet bütünleşmesinin tarihsel simgesi olduğunu vurguladı.
“TARİHİ HAFIZAYI DİRİ TUTMAK MİLLÎ GÖREVİMİZDİR”
Aydemir, İstanbul’un kurtuluş yıldönümünün, genç kuşaklara sadece bir tarih dersi olarak değil, bir istiklal şuurunun aktarımı olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Bu bağlamda eğitim kurumlarından yerel yönetimlere, medya dünyasından sivil toplum kuruluşlarına kadar her kesimin bu günü sahipleneceği bir bilinç inşasının önemine değindi.
Aydemir, “İstanbul’umuzun ikinci fethi anlamına gelen bu özel günü yürekten kutluyor, bu destansı zaferin kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi.
Aydemir son olarak, teslim protokolünü imzalayarak tarihe mühür vuran Yusuf Akçura’yı, o günün aziz Meclis üyelerini ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Milli Mücadele’nin bütün öncü şahsiyetlerini rahmetle, minnetle ve şükranla andıklarını ifade etti.