Türkiye'nin ilk İklim Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yasanın, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda büyük bir adım olduğunu belirtti. Kurum, bu düzenleme sayesinde araştırma ve geliştirme alanında dış etkilere bağlı kalmadan daha özgür bir ortam oluşacağını vurguladı.
Kurum, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, yeni teknolojilerin geliştirilmesi için bu kanunun yol açıcı olacağını ifade ederken, aynı zamanda sanayi, üretim ve ticaret alanlarında Türkiye'yi ileri taşıyacaklarını, çevre ve iklim krizine karşı da güçlü bir koruma sağlayacaklarını kaydetti.
Bakanlığın resmi sosyal medya hesabından ise "İklim Kanunu Gerçekleri" başlığıyla kamuoyundaki çeşitli iddialara açıklık getiren bir infografik yayınlandı. Açıklamada sıkça dile getirilen bazı iddialara net cevaplar verildi:
-
“Karbon ayak izi bireylerin özgürlüğünü kısıtlayacak” iddiasına karşılık, karbon ayak izi düzenlemesinin yalnızca üretim yapan kuruluşlar için geçerli olduğu, bireylerin anayasal haklarının etkilenmeyeceği belirtildi.
-
“Karbon vergisi getirilecek” iddiası reddedilerek, yasa kapsamında bireylerden vergi alınmasının söz konusu olmadığı, Emisyon Ticareti Sistemi’nin yalnızca enerji yoğun sanayi tesislerini kapsadığı ifade edildi.
-
“Tarım ve hayvancılık kısıtlanacak” söylemleri yalanlandı. Kanunun, aksine, tarım, hayvancılık ve doğal kaynakların iklim değişikliğine karşı korunmasını amaçladığı aktarıldı.
-
“Paris Anlaşması'yla tarım arazilerine el konulacak” iddiasına karşı, anlaşmanın 2021’den bu yana iç hukukta yer aldığı ve herhangi bir kısıtlamaya yol açmadığı vurgulandı.
-
“Fosil yakıtlar tamamen yasaklanacak” iddiası da gerçek dışı bulunarak, temiz enerji kullanımının teşvik edildiği, zorunlu bir dönüşümün öngörülmediği belirtildi.
-
Ayrıca, bireylere yönelik ceza, yapay et zorunluluğu, hayvancılık yasağı, “iklim değişikliği yoktur” diyenlere ceza gibi söylemlerin de kanun metninde yer almadığı açıklandı.
Bakanlık, bu açıklamalarla birlikte İklim Kanunu'nun toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir çevre düzenlemesi olduğunu, ancak bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlayan bir yönünün bulunmadığını kamuoyuna duyurdu.