Hey, sen!
Evet, evet, tam da sana sesleniyorum.
Şu hayatta her lafının, her hareketinin bir gün tepene bineceğini hiç düşündün mü? Yok canım, abartıyorsun deme! Bu, kâinatın en temel kuralı. Kimileri "sünnetullah" diyor, ben "hayatın acımasız muhasebesi" diyorum.
Bak, kulağıma bir fısıltı geliyor. Birileri diyor ki, "Yahu, illegal yollardan köşeyi dönenlerin keyif çattığını görüyoruz. Hani nerede bu muhasebe?" Acele etme dostum! O çarklar dönüyor, hem de hiç durmadan. Bir de bakarsın, o haram para boğazlarında kocaman bir yumruk olmuş.
Hatırlıyor musun, geçenlerde tahliye olan şu meşhur karı-kocayı? Hani kadın, kazandıkları kara paranın haddi hesabı yok diye böbürlenip durmuştu ya. Sonra ne oldu? Millet sorguladı, yargı harekete geçti, cezaevini mesken tuttular. Şimdi çıkmışlar, yine aynı nakarat. Yahu insan azıcık ibret almaz mı? Ama nafile! Kâinat kuralları işliyor, dilleri dur durak bilmiyor.
Sana bir şey söyleyeyim mi? Haram para, insanın içini kemiren bir kurt gibidir. Er ya da geç, seni içeriden çürütür. O parayla aldığın son model araba mı, boğaz manzaralı yalı mı, her neyse... Hiçbiri sana gerçek mutluluğu getirmez. Neden mi? Çünkü hakkıyla kazanılmamış!
Şimdi diyeceksin ki, "Yahu, sen hiç zengin olmayı düşlemedin mi?" Elbette düşledim! Ama helaliyle, alın teriyle. Çünkü biliyorum ki, gerçek huzur orada.
Son lafım şu olsun: Bu hayatta ne ektiysen onu biçersin. Kâinatın kanunu bu, değişmez. O yüzden, attığın her adıma, ettiğin her lafa dikkat et. Çünkü bir gün, belki yarın belki on yıl sonra, ama kesinlikle tepene binecek.
Ha, bir de unutma: Huzur, banka hesabının sıfırlarında değil, vicdanının sesinde saklı.
Hadi, kendine iyi bak!